29 Ekim 2010 Cuma

TE-MA TRABZON’DAN “SİTEM” BİLDİRİSİ

TE-MA Trabzon Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Coşkun ERÜZ, Bildiriyle Yeniden Hazırlanmakta Olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa Vurgu Yaparak, Tutumlarından Dolayı Bazı Çevreci Kesimlere Sitem Etti.



Bildiri aynen şöyle:


"BAŞ SAĞLIĞI ve GÖZÜNÜZ AYDIN İLANI !!!"


Merhabalar dostlar!


Yıllardır ekolojik öneme sahip doğa ve kültürel alanları özveri ve yoğun emekle korumaya çalışan arkadaşlara baş sağlığı, her şey insan için diyen çıkar grupları ve doğa koruma adına yapılan her şeyi abartarak, arı kovanına çomak sokup, yıldırımları üzerimize ve koruma kurullarının üzerine çekmeyi başaran doğa severlere! de gözünüz aydın diyorum.


Süme altında tutulan ve acele edilmeyen Tabiatı Koruma Kanunu, son gelişmeler sonucu, acele ile ilk tasarıdan da daha korkunç düzenlemelerle kanunlaşmak üzere meclise getiriliyor.


İstenen oldu ve artık Koruma Kurulları ve uzmanlar hiçbir doğal değer yada ekolojik önemli olan alanı inceleyip koruma kararı alamayacak. Bu kararları 16’ sı kamu kurum idarecisi, 2 uzman ve 2 STK temsilcisinin olduğu 20 kişilik bir kurul verecek. Bu kurullar Çevre Bakanı Sayın Veysel EROĞLU'na bağlı olacak. Yani çevreyi korumak için alınan kararları iptal için mahkemeye vermeyi düşünen Çevre Bakanına bağlı olacak!


Unutmayınız ki, hiçbir yerel uzman ( Çevre ve Orman Bakanlığı uzmanı dâhil) amirlerinin oluru olmadan bir alanın korunması gerektiği konusunda rapor yazamaz. Yazsa da uygulamaya sokamaz.


Kaleye dışarıdan salvo atışı yapmak yerine kaleyi içten fethetmeye çalışarak, uzmanlarla birlikte özverili ve de bilimsel gerekçelere dayalı olarak pek çok doğal ve kültürel eser ve alanın korunması için çalışan, bir kısmını başaran ve de bir çoğu için çalışmaya devam eden arkadaşlarımız ve bizlerin çalışmaları ne yazık ki anlamsız hale gelmektedir. Çünkü tüm koruma kararları yeniden gözden geçirilerek, atanmış idarecilerin olacağı yeni kurullar koruma alanlarını iptal edecek ya da korumanın hukuken anlamsız hale geleceği şekle sokacaktır.


Yaşanan gelişmelerin bu safhaya gelmesinde emeği geçenlerin, oturup tekrar düşünmesi ve tüm ülkeyi tehlikeye sokacak gelişmelerin (yeni yasal düzenlemeler ve kurullara uygulanan baskılar) durdurulması ya da tehlikenin azaltılması için ne yapılabileceği konusunda kafa yormasını rica ediyorum. Bir dereyi, bir dağı, bir tarihi eseri kurtarmanın coşkusunun oluşturacağı etki ve tepki tüm ülkeyi tehlikeye sokacak çığ felaketinin oluşmasına neden olmamalıdır. Ama Türkiye de oluyor ve olmakta.


Dostlar, moralim çok bozuk, Doğu Karadeniz’de ekolojik önemi ya da tarihi özellikleri açısından kesinlikle korunması gereken birçok alanla ilgili yapılan çalışmalar ve alınacak kararlar (artık karar alınır mı ?) anlamsızlaşmakta, emekler boşa gitmektedir.


Sözün bittiği noktadayız.


Yılardır iyi niyetli ve objektif olarak doğal değerlerin korunması için emek veren, mücadele eden herkese teşekkürlerimi sunuyor, olayların bu hale gelmesine neden olanlara ise gözünüz aydın diyorum. Söylenecek çok şey var ancak çok konuşmanın bir anlamı yok!


Lütfen bu ülkeyi seven gerçek doğaseverler, iyi düşünüp, danışıp, doğru karar vererek hareket etsinler. Yoksa ucu dönüp dolaşıp bize ve bu canım cennet vatanın değerlerine dokunuyor.


Ülkesini seven, Ülke malı, Devlet malı deniz demeyen, gücü olan, siyasi parti, STK’ lar ve karar verme mekanizmalarına etki edebilecek insanları tanıyan herkesten TABİATI KORUMA KANUNU'nun bu haliyle (Uzmanlar dışında karar vericilerin koruma kararı almasının sağlanacağı ve gerektiğinde değişiklikle bozulmayan yapı) geçerek ülkenin tüm doğal değerlerinin tehdit altına girmesinin önlenmesi için kişisel ve de mümkünse ortak hareket ederek bir şeyler yapmasını önemle rica ediyorum. Yoksa yarın ne mahkeme ile ne de kurul kararı ile hiçbir doğal değeri korumayacağız ve de bu cennet ülkenin ekolojik zenginliğinden hiçbir şeyi gelecek nesillere bırakamayacağız.


Saygılarımla…


Yrd. Doç. Dr. Coşkun ERÜZ
TE-MA Trabzon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder