31 Temmuz 2011 Pazar

TRABZON’DAKİ ŞUURSUZ DEĞİŞİMLER!


Araştırmacı Yazar Mustafa YAZICI hoca Türk Halkının her daim uyanık olması için, ‘TRABZON’DAKİ ŞUURSUZ DEĞİŞİMLER(!)’ Yazdı..



“Tapınak şövalyeleri” denilen İslâm düşmanı Yahudi ve Haçlı magandalarının zihniyetiyle yetişen Norveç canavarı “En baş işim İslâmiyetin Cihat âyetlerini yok etmektir” dedi.


Sen kendi ihtiyarlığını, fâniliğini durduramazsın, öyleyse Cihat âyetlerini nasıl durduracaksın?!


Be hey gâfil sen kimsin?


Ermenistan Başbakanı Sarkisyan da, canavar zihniyetini hiç gizlemeden “Ağrı Dağını neden Ermenistan’a katmıyorsunuz?” diyen öğrencilere: “O işi size bıraktık. Siz alacaksınız Ağrı dağını” diyerek emperyalist ve işgalci parolasını ve mesajını şimdiden ilân etti. Türkiye’ye karşı…


Hâlbuki Bay Sarkisyan’a sormalı: “Senin devletinin alamadığını gençler nasıl alacaklar?” Bu fanatiklere Van Gölündeki Ermeni kilisesi ibâdete açıldı..


Niçin?


Hâlbuki Türkiye ne yapıyor; “değişim” ismi altında?
Hem de Trabzon da!!?


Hz. Peygamber (S.A.V.) devrinde yaşayan büyük Türk mürşidi, veziri ve bilgesi Dede Korkut’un iki Trabzon Destanı’nı Bizans tekfurları (bölge valileriyle) yaptığı mücâdeleleri anlattıktan sonra; “Ver adı güzel Muhammed’e Salâvât” diye bitirirken sözüm ona bizler, Fatihin cami olarak bize bıraktığı Trabzon Ayasofya’yı müze yaparak İslâm’a ve Müslüman halka inat cami yerinde ilk konseri düzenledik.


Allah'a reva mı?


Dede Korkut’un Uluslararası manada büyük “SALURKAZAN” ve Kanturalı (TURALI HAN) destanlarının festivallerini yapmazken Yeni Papa’nın dikte ettirdiği Yunan Olimpios dağının icadı olan Olimpiyatları (sözüm ona) ‘gençlik kaynaşması’ ismi altında Trabzon’da kutladık.!


Hâlbuki Dede Korkut’un uluslar arası meşhur ilmî destanlarının festivallerine bütün Türk-İslâm dünyası gelirdi. (Hem Türk-İslam kaynaşması ve hem de Turist sayısı kat be kat fazla olurdu.)


Bu kadir bilmezlik neyin nesidir?


Yoksa o turizm ve oyun; spor değil mi?


Yine Fâtih’in 15 Ağustos 1461’de Trabzon’u Fethi’ne inat Maçka Meryem Ana manastırı (Sümela), senede bir gün âyine tahsis edildi.


Hâlbuki Trabzon’da yirmi sekiz konsolosluk olan devirlerde böyle yıkıcı değişimler yoktu?


Şimdi ki değişim; neyin nesidir?


Son zamanlarda Trabzon’un florasını oluşturan bitkileri, arıları, yılanları, çiçekleri ve böcekleri dahi yurt dışına kaçırılıyor.!


Seneler önce Trabzon bölgesinde olmuştu.


Şimdi Rize bölgesinde, yani eskiden Trabzon’a bağlı olan çevrede patlak verdi.


İngiliz –Ermeni işbirliğiyle hazırlanan “Flora Of TURKEY” (Türkiye’nin Çiçekleri) adlı on ciltlik Ansiklopediyi sizlere duyurmuştuk.


İngiliz ve Ermeniler, Zigana’daki 700 çiçeğe Ermenice ad vererek “Zigana bizimdir demeğe çalışmışlardı!”


Onlar nelerle uğraşıyor, bakınız; bizler ne acayipliklerle uğraşıyoruz değil mi?


Ellerinden gelse Ramazan-ı Şerifi bile yok edecekler.


Fakat (Allah’a şükür ki) daima hüsrana uğruyorlar..


Böyle gayri millî, gayri insanî, gayri tabii ve gayri tarihî uygulamalardan usanıyoruz.


Öz yurdumuzda garip veya parya mıyız?


Değişim denilen toplumların düzelmesidir.


Yoksa art niyetlilerin toplumları tarih ve kültürlerinden saptırmak değildir…


Kimlik, Kültür ve Tarih kalelerimiz birer birer çeşitli değişim bahaneleri
İle düşürülüyor?


Bu gidişle daha neler göreceğiz Neler?


Fakat, hiç unutulmasın ki, kimsenin gafleti ve ihaneti yanına kâr kalmayacaktır..


Sn. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın huzurunda Hüseyin Avni Aker stadyumundaki Eyof’un açılış töreninde tarih açıklaması kısmında spikerin Trabzon’u milâttan önce 7OO yıllarında Yunanlıların kurdukları yalanını söylemesi bu değişimdeki art niyeti göstermiyor mu?


MUSTAFA YAZICI - 29.07.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder