29 Nisan 2011 Cuma

MUHTEŞEM KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DOĞDUĞU KENTTE ANILDI


Trabzon’da doğup eğitimini Trabzon’da alan, Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ın 516. Doğum yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikle anıldı.



Hakanlar Hakanı, Hanlar Hanı, Sultanlar Sultanı, Hükümdarlar Hükümdarı, Büyük Osmanlı Türk-İslam İmparatoru Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Atamızan Türk Gençliğine Çağrı:


“Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım.”


YORUMU:


“EY TÜRK GENÇLİĞİ;


YERYÜZÜNDE ZULME RAZI GELME,


HALKIMI EZENİN KAFASINI EZERİM.


BÜYÜK TÜRK-İSLAM DEVLETİNİ YÜCELTMEK SENİN ACİZ ZANNETTİĞİN O CESUR ELLERİNDE, YÜCELİĞE ERİŞMİŞ GÖNLÜNDE ve ÇAĞLAR KAPATIP ÇAĞLAR AÇACAK NURLARLA DONANMIŞ ZİHNİNDEDİR.


AYAĞA KALK ve BAŞKASI DEĞİL, SADECE ve SADECE KENDİN OL YETER.”



Trabzon’da doğup eğitimini Trabzon’da alan, Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ın 516. Doğum yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikle anıldı.



Törene Trabzon Valisi DR.Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Vakıf başkanı Prof. Dr. Ali Baki, İl Emniyet Müdürü Feridun Boz, Kültür Müdürü İsmail Kansız. Müdür Yardımcısı .Bahri Haliloğlu, Şube Müdürü Adem Demirbaş, Kütüphane Müdürü Ahmet ŞengüN VE öğrenciler ile vatandaşlar katıldı.



Kanuni Sultan Süleyman (1495 - 1566)


Muhteşem Kanûnî Sultan Süleyman; 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur. Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir. Kanûnî Sultan Süleyman toparlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, uzun boylu ve seyrek sakallıydı.


Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hâkimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olmuştur. Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı. Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanına gönderildi. Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu.


15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şark-i Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da Kefe sancakbeyliğine tayin edildi (1509). Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında İstanbul'da kalarak babasına vekâlet etti. Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu. Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti.


Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişinde sıkıntı yaşanmadı. Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet engin düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi. Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti.


Kendisine "Kanûnî" denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır.


Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı. Mısır'dan gelen vergiyi haddinden fazla bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır.


Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı. Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, "Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye düşünen Avrupalıları sevindirmişti. Ancak çok geçmeden Avrupalılar, hayal kırıklığına uğradılar. Türk-İslam tarihinin en büyük devlet ve halk adamı olarak, yer yüzüne adaleti, huzur ve güveni hakim kılmıştı.


Haber: Özden ATMACA - 28.04.2011
Foto   : Mehmet BİRİNCİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder